Перевод: с турецкого на русский

с русского на турецкий

hesap vermek

  • 1 hesap

    счёт (м) учёт (м)
    * * *
    озвонч. -bı
    1) вычисле́ние; подсчёт, счёт (напр. устный)

    hesap çıkarmak — подсчи́тывать; рассчи́тывать, вычислять; производи́ть подсчёт

    hesap makinesi — счётная маши́на, арифмо́метр

    hesap müfetişi — бухга́лтер-ревизо́р; ревизо́р бухгалте́рии; ауди́тор

    hesap tutmak — вести́ бухга́лтерские кни́ги; разноси́ть по счета́м / бухга́лтерским кни́гам

    parmak hesabı — счёт на па́льцах

    sürgülü hesap cetveli — счётная / логарифми́ческая лине́йка

    zihin hesabı — у́стный счёт, счёт в уме́

    2) счёт (в банке, в ресторане и т. п.); расчёт (денежный и т. п.)

    hesap açmak — а) откры́ть счёт ( в банке); б) откры́ть креди́т

    hesaptan düşmek — вычита́ть, вычисля́ть, производи́ть подсчёт / расчёт; уде́рживать

    hesaba geçirmek — а) перечисля́ть де́ньги на счёт; б) запи́сывать / заноси́ть в счёт

    hesap görmek — а) произвести́ расчёт, рассчита́ться; б) подвести́ ито́г / бала́нс

    hesabını görmek — а) рассчита́ться; б) распра́виться с кем

    hesabı kapamak — закрыва́ть счёт

    hesabı kesmek — а) рассчита́ться; б) прекрати́ть вся́кие отноше́ния с кем

    hesap pusulasıа) счёт ( в ресторане); б) счёт из магази́на

    hesabı[nı] temizlemek — погаша́ть долг

    banka hesabı — ба́нковский счёт, счёт в ба́нке

    carî hesap — контокорре́нт, контокорре́нтный / теку́щий счёт

    katî / son hesap — оконча́тельный расчёт

    lokantada hesabımız yüz lira tuttu — наш счёт в рестора́не соста́вил сто лир

    3) тж. перен. отчёт

    hesaba çekmek — притяну́ть / призва́ть к отве́ту

    hesap devresi — отчётный пери́од

    hesap istemek — а) тре́бовать счёт (в ресторане и т. п.); б) тре́бовать отчёт

    hesap sormak — тре́бовать отчёта / отве́та / объясне́ния

    hesap vermek — а) производи́ть расчёт; б) отчи́тываться, дава́ть отчёт (за свои действия и т. п.)

    4) расчёт, предположе́ние; за́мысел, план ( действий)

    hesaba almak / katmak — принима́ть в расчёт, принима́ть во внима́ние, учи́тывать

    hesab[ın]a göre — по [его́] расчётам; по [его́] предположе́нию / за́мыслам

    hesap etmek — а) рассчи́тывать, [всё] взве́шивать; предполага́ть, заду́мывать; б) счита́ть, вычисля́ть, рассчи́тывать

    ••
    - hesabına gelmek
    - hesap meydanda

    Türkçe-rusça sözlük > hesap

См. также в других словарях:

  • hesap vermek (veya hesabını vermek) — 1) bir işin sorumluluğunu yüklenmek Hesap verin bakalım, nerelerde sürtüyordunuz bu saatlere kadar? R. N. Güntekin 2) herhangi bir davranışın sebebini açıklamak, anlatmak Evvela, sana birkaç haftadır mektup yazamayışımın hesabını vereyim. R. N.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sorumlu — sf. Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan (kimse), mesul Ailede başkan odur, kararları o alır, hepimizin geleceğinin sorumlusu ve güvencesi odur. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • oranlamak — i 1) Ölçmek, hesaplamak, hesap etmek 2) Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak hüküm vermek, tahmin etmek 3) Karşılaştırmak, kıyaslamak 4) i, le Eşit tutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • defter açmak — 1) para yardımı veya gönüllü toplamaya girişmek 2) hesap açmak, banka cüzdanı vermek 3) mec. bir şeye yeniden başlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • NEZİR — (Nezr. den) Bir iş için korkulacak bir şey söyleyip gözdağı vermek. İlerdeki hesap için korkutmak. ( Beşir in zıddıdır) * Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın bir vasfı olup Allaha (C.C.) inanıp itaat etmeyenlere cehennemden haber verdiği için… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TENASÜB — Uygunluk, uyma, tutma. Yakınlaşma. * Nisbet, kıyas. * İki adet birbirine nisbet edilerek yapılan hesap usulü. * Edb: Mânaca birbirine uygun kelimeleri bir arada söze güzellik vermek maksadı ile zikretmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İKRAM — Ağırlamak. Hürmet etmek. Saygı göstermek. * İltifat olarak bir şeyler vermek. * Bağış. * Hesap dışı verilen şey veya yapılan indirme, tenzilât. * Allah ın lütfu ve ihsanı.(İkramın izharı, yani Allah ın lütfu ve ihsanı olan ikramın izharı tahdis i …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»